top of page

FİKRİM VAR!

  • Yazarın fotoğrafı: aytekakcakaya
    aytekakcakaya
  • 25 Tem 2017
  • 2 dakikada okunur

Neden fikir beyan etmek için bu kadar çok çabalıyoruz? Bir konu hakkında bir düşüncemiz varsa, bunu olabildiğince duyurmaya ve kabul ettirmeye çalışmak niye? Bu dürtü neden bu kadar kuvvetli ve derin? Bir fikre gerçekten inanıyorsak onun reklamını yapma ne gerek var? Ama egosal benliğimizin açlığı bizi "var olmak için onaylanmam gerekir" gibi bir yalana inandırmış durumda. Bunu elde etmek için her şeyi yapmaya hazırız. Yeter ki egosal benliğimiz zarar görmesin, dostlarımızla bile kavga eder, ilişkilerimizi zedeleriz.

Egosal benliğin ne olduğunu daha iyi anlayabilmek için Eckhart Tolle'nin "Dinginliğin Gücü" adlı kitabında yazdığı bir paragrafı paylaşacağım:

"Siz kendi hakkınızda düşündüğünüzde ya da konuştuğunuzda, "Ben" dediğinizde, genellikle sözüne ettiğiniz şey "ben ve benim öyküm"dür. Bu sizin sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeylerin, korkularınızın ve arzularınızın "ben"idir, asla uzun süreli tatmin olmayan "ben"dir. O geçmiş tarafından koşullandırılmış olan ve doyumu gelecekte bulmaya çalışan, zihin-ürünü bir benlik duygusudur."

Her bireyin farklı bir öyküsü var, farklı bir geçmişi, farklı korkuları ve arzuları. Dolayısı ile gelecekten beklentileri de farklı olmakta. İşte Egosal benliğin bize attığı en büyük kazıkta burada; "Doyumu gelecekte bulmaya çalışmak". Ve o gelecek asla gelmeyecek çünkü yaşayabildiğimiz tek bir an vardır oda "Şimdi"dir. Huzuru ve doyumu "Şimdi"de yaşamamız gerekir. Ve şimdide var olan "Ben" gerçek "Ben"dir. Huzurlu ve şimdide olan benliğimiz korkulardan ve arzulardan temizlenmiş haldedir. Geçmiş ve gelecek önemli olmadığı için bir şeyleri kanıtlama çabasına girmez. Şimdide olan "Ben"in yarattığı eserde de bu yüzden varlığın sesi vardır. Yine aynı kitaptan bir bölümü sizinle paylaşmak istiyorum:

"Yakınmak ve tepkisellik, egonun kendisini onlar vasıtasıyla güçlendirdiği gözde zihin kalıplarıdır. Birçok insanın zihinsel-duygusal faaliyetinin büyük bir bölümü yakınmaktan ve şuna ya da buna tepki göstermekten oluşur. Böyle yaparak, siz diğerlerini ya da bir durumu "haksız", kendinizi "haklı" çıkarırsınız. "Haklı" olduğunuzda, kendinizi diğerlerinden daha üstün hissedersiniz ve kendinizi daha üstün hissettiğinizde, benlik duygunuzu güçlendirirsiniz. Gerçekte, kuşkusuz, sadece ego illüzyonunu güçlendirmektesinizdir."

Her tartıştığımızda, her sınırlarımızı kalın çizgilerle çizdiğimizde egosal benliğimiz daha çok tatmin oluyor. Fakat bu benlik doyumsuz olduğu için bir türlü huzura kavuşamıyoruz. Bu huzuru elde etmek için büyük şehirlerden kırsal kesimlere kaçan insanlar tanıyorum. Fakat egosal benliklerini yanlarında getirdikleri için bu insanlar yine tam olarak huzura kavuşamıyorlar. Büyük şehirlerdeki kadar olmasa bile yine kendilerine dert edinecek bir şeyler buluyorlar.

Peki ne yapmalıyız? Hiç mi fikrimiz olmayacak? Yaşanan olaylara karşı hiç mi tepkimiz olmayacak? Tabi ki olmalı fakat bu düşüncelerin arkasında egosal benliğimiz mi var yoksa gerçekten hislerimiz mi bunu iyi tartmalıyız. Bu fikirler için gözümüz kararmış şekilde savaştığımızı fark edersek, anlayın ki egosal benliğimiz devreye girmiş ve sizi ele geçirmiş. İşte o farkındalık anında "Şimdi"ye odaklanın ve kendinizden uzaklaşın. Egosal benliğinizi yalnız bırakın. Bunu neden yapmaya çalıştığını anlamaya çalışın. Birden tutunduğu bütün dalları kaybetmeye başladığını ve gerçek benliğinizle kalmaya başladığınızı fark edeceksiniz. Vücudunuzu bir huzur kaplayacak ve az önce tartıştığınız, kafanıza taktığınız şeyin anlamsız gelmeye başladığınız fark edeceksiniz.

Kutlarım, farkındalık yarattınız.

Böylelikle daha yaşanabilir, huzurlu bir dünyaya yelken açmış olacaksınız. Tabi ki fikirleriniz olacak ama onlar sizi bir daha asla ele geçiremeyecekler. Geçmişin ve geleceğin demir parmakları arasında esir olan beyniniz artık "Şimdi"nin özgürlüğü ile tanışacak.

KOÇ GİBİ KALIN!

 

Gitar Koçu Hesapları:

Abone olmayı, paylaşmayı, yorum yapmayı unutma ama en önemlisi... KOÇ GİBİ KAL!

Comments


bottom of page